Oyun, enerji fazlasını atma, benzetmece içgüdüsünü doyurma, bir gevşeme ihtiyacını tatmin etme, hayatın ondan talep edeceği ciddi faaliyetlere hazırlık antrenmanı, insanın benliğine sahip çıkmasını sağlama , egemenlik kurma arzusu , yarışma arzusunu giderme veya oyun , zararlı eğilimlerde masum bir şekilde kurtulma yolu,gerçek hayatta gerçekleştirilmesi imkansız arzuların bir bulmaca aracılığıyla yatıştırılması ve böylece kişisel benlik duygularının korunmasının sağlanması şeklinde bir çok anlamlar verilerek ifade edilmektedir .
İZCİ OYUNLARI
Bu konuda izciliğin kurucusu Baden POWELL "İzcilik örgütlendirilmiş bir oyundur" der.
Bu sözden şöyle bir anlam çıkar; çocuk veya gençlerin yetişmesinde önemli bir etken olan izcilik oyun biçiminde olup, aslında bir eğitim yoludur. İşte izcilik çalışmaları içinde oynanan oyunlarda kişinin bedensel, ruhsal ve fiziksel açıdan gelişmesine yardımcı olur.
OYUN
Oyun, enerji fazlasını atma, benzetmece içgüdüsünü doyurma, bir gevşeme ihtiyacını tatmin etme, hayatın ondan talep edeceği ciddi faaliyetlere hazırlık antrenmanı, insanın benliğine sahip çıkmasını sağlama , egemenlik kurma arzusu , yarışma arzusunu giderme veya oyun , zararlı eğilimlerde masum bir şekilde kurtulma yolu,gerçek hayatta gerçekleştirilmesi imkansız arzuların bir bulmaca aracılığıyla yatıştırılması ve böylece kişisel benlik duygularının korunmasının sağlanması şeklinde bir çok anlamlar verilerek ifade edilmektedir . Bütün bu tanımların ortak noktası ise ; "oyunun oyun olmayan başka bir şey karşısında ortaya çıktığı ve bazı biyolojik beklentilere cevap vermesi oluşturmaktadır . ( Huizinga , 1995 , s.17-18; And , 1974 , s.14 )
Oyun açık veya kapalı alanlar gibi her türlü mekanda uygulanabilirliği , araçlı - araçsız bireysel-grupsal, müzikli-müziksiz, sert-yumuşak, yarışmalı, yarışmasız şekilleriyle aktif veya pasif gerçekleştirilebilen çeşitliliğiyle önemli bir boş zaman değerlendirme etkinliği görünümündedir.
Huizinga "Oyun bir şey için mücadeledir" veya "bir şeyin temsilcisidir" şeklinde iki esasa indirmektedir. Salzmann "Oyun çocuğu lidere bağlayan bir zincirdir."
Salzmann "Kim ki çocuklarla oynamayı bilmiyor ; ve bu eğlencelerin kendi haysiyetinin aşağısında olduğuna kanidir , o zat mürebbi olmamalıdır."
Lahn , "Oyunlar, jimnastiğin esas bölümlerinden sayılır. Oyunsuz jimnastik olmaz."
J. J. Rousseau ise olaya daha detaylı bakmaktadır: "Çocuğun bedenini daima işletiniz; onu akıllı , muhakemeli yapmak istiyorsanız , bedenen güçlü ve salim yapmak lazımdır . Çocuk çalışsın, koşsun, bağırsın, daima harekette bulunsun; vücutça dinç bir adam olsun,
sonra fikren de dinç olur."
Fenelon ise eğitim açısından önemine değinir : "Ben, birçok çocuklar gördüm ki okumayı oyunla öğrenmişlerdir."
Eflatun ( Platon ) "Çocuk, oyunla büyümelidir." der.
Oyunun önemi gelecektedir; oyun, çocuğun ileride ne olacağını gösterir.
Baden-Powell: "İzcilik örgütlenmiş bir oyundur."
KÜÇÜK İZCİLİKTE OYUNUN YERİ VE ÖNEMİ
"İzcilik, örgütlenmiş bir oyundur" der, Baden-Powell.
Oyun bir eğitim yoludur.izciliğin kuramsal ve uygulamalı çalışmaları yanında oyunlara da yer verilmelidir. Oynatacağımız her oyun eğitsel bir amaç taşımalıdır.Aynı oyun tekrar tekrar oynatılmaz . Aksi takdirde bu yaştaki çocuğu oyundan soğutmuş olur. Aynı zamanda, oyun, güzelliğinden ve eğitsel ağırlığından uzaklaşmış olur.
Oyunlar çocuğun biriken enerjisini değerlendirmeye, bu enerjiyi eğitsel biçimde boşaltmaya yarar. Bu özelliğinden yararlanarak, izcisini daha iyi tanımasına fırsat doğar.
Oyun Çocuklara;
1- Kurallara uymayı.
2- Yardımlaşmayı.
3- Saygılı olmayı.
4- Kaynaşmayı.
5- Kırıcılığı yok etmeyi.
6- Kişi haklarına saygılı olmayı.
7- Tertip, düzen ve temizliği.
8- Bedensel, ruhsal,sosyal yönden gelişmesini sağlar.
Oyunun bu yaştaki çocuklar üzerinde sayılmayacak kadar güzel etkileri olduğu bilincinden hareketle, Küme başının çok aktif olması gerekir.
Küçük İzcilikte Oyunlar:
1- Dikkat,
2- Test,
3- Dinlenme,
4- Öbek yarışmaları,
5- Kümece oynanan oyunlar,
6- Müzikli oyunlar,
7- Mahalli halk oyunları,
8- Monologlar,
9- Kim oyunları
10- Stafetler (engelli) yarışmalar.
11- Dinlendirici oyunlar.
12- Test oyunları (düğüm yarışmaları).
13- Arazi oyunlar (Hazine bulma). Vb. gibi.
Tüm bu güzellikleri yanında oyunlar ; eğitici ve kurallarına uyulmadan oynanmaya başlanırsa, istemediğimiz sonuçlar çıkabilir. İşin bu yanını da göz önünde bulundurmak küme başına düşen en önemli görevlerden biridir.
OYUN KÜÇÜK İZCİLİK ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARA NELER KAZANDIRIR?
1- Bedeni kabiliyetlerini arttırır,neşeli olmalarını sağlar.
2- Çabuk karar verme yeteneğini geliştirir.
3- Kendi kendisini idare etmesini sağlar.
4- Sebat etmeyi,disiplinli olmayı sağlar.
5- Arkadaşlarına yardım etmeyi sağlar.
6- Oyun kurallarına uymakla,kurallara uymayı,itaatli olmayı sağlar.
7- Uygulamalı çalışmalar için kolaylık sağlar.
8- Çalışmaların önemini arttırır.
9- Çalışmaları cazip hale getirir.
10- İzciler arasında birlik ve beraberlik ruhunu kazandırır.
11- Temiz bir rekabet kazandırır.
12- Fiziki kondisyonu arttırır.
13- Neşe ve eğlenceyi temin eder.
14- Karakter oluşumunda sonsuz yarar sağlar.
15- Cesaret ve moral verir.
16- Tatbiki ve pratik bilgileri arttırır.
17- Bedensel ruhsal gelişimi sağlar.
18- İzcinin deşarj olmasını sağlar.
19- Kanalize etme. (İstenilen yöne sokma.)
20- Taşkınlıkları önler.
21- Eğitime hizmet eden en büyük etkendir.
OYUN OYNARKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
*- Oyun gelişi güzel olmamalı, oynatılmamalıdır.
*- Oynatılacak oyun daha önceden seçilmelidir.
*- Oyun yerinin seçimine dikkat edilmelidir.
*- Oynatılacak oyun, çocuk için ağır olmamalı, tatbiki kolay basit kurallı ve cazip olmalıdır.
*- Çocuk oyunu bırakmadan lider bıraktırmalıdır.
*- Oyunda disiplin olmalıdır.
*- Oyunda hile olmamalıdır.
*- Oyunlar kazanmak hırsı ile oynatılmamalıdır.
*- Daha önceden oynanan oyunlar değişik şekilde oynatılmalıdır.
*- Oyun bittikten sonra çocuklar iştahsız bir şekilde ayrılıyorsa yeniden hareketli ve kaynaştırıcı bir oyun oynatılmalıdır.
*- Oyundan beklediğimiz eğitsel sonucu alabilmek için , oyunların en ince ayrıntılarını düşünmek ve hazırlamak zorundayız.
*- Liderin oyun dağarcığı zengin olmalı.
OYUNLARDA GENEL KURALLAR
1- Oyunda disiplin olmalıdır.
2- Hile yapılmamalıdır.
3- Sadece kazanma hırsı ile oynanmamalıdır.
4- Eğlendirici olmalıdır.
5- Oyun yarıda bırakılmamalıdır, sonuç alınmalıdır.
6- Gerektiğinde ödüllendirilmelidir.
OYUN SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
1- Oyunun amacı.
2- Oyuncuların yaş ve özellikleri.
3- Oyuncu grubunun cinsiyeti.
4- Çevresel koşullar.
5- Oyuncu sayısı.
6- Oyun süresi.
Ayrıca;
1- Hangi oyunu oynatacağı.
2- Oyunla ilgili bilgiler verilmeli.
3- Ne gibi malzeme gerekli olduğu belirlenmeli ve hazırlanmalı.
4- Nasıl bir ortamda oynanacağı tespit edilmeli.
5-Takımlar denk kuvvette olup olmadıkları tespit edilmelidir.
Oyunlar, temel şekilleri içinde bütün çocuklar tarafından bilinçli bir şekilde oynanabilecek duruma gelinceye kadar tekrarlanmalı , gelecek derste değişiklik yapılarak tekrar edildikten sonra, zorlaştırılıp sağlamlaştırılır. Tabii bu andan itibaren, seçilmiş olan oyun anlamını kaybetmiş oluyor.Örneğin: "sıralamak".
Temel dizilişlerde bulunan gruplar komutla birlikte birbirlerine dokunmaksızın oyun sahasına koşarlar. Düdük veya el çırpma ile herkes gruplarına koşarak yerlerini alır. Hangi grup arka arkaya düzenli bir şekilde yer alacak?
Değişik olanaklar:
*- Çıkış yerlerindeki şekil değiştirilir.(Grup, çizgi, daire)
*- Çıkış yeri değiştirilir. (Banklar, minderler...)
*- Çıkış dizilişi değiştirilir. (Ayakta, çömelik, oturmuş, sırt üstü)
ÖĞRENCİ OYUNLARINDA CEZA
Öğrenci oyunlarından sonra verilecek cezalar amaç değil, oyuna heyecan vermek, disiplini sağlamak, öğrenciye başarı, galibiyet zevkini tattırmak için birlikte kararlaştırılıp kullanılacak bir sembolden ibarettir. Çoğu zaman oyun neşeli, zevk içinde oynanıp bitirildikten sonra,cezası baştan saptanmış olsa dahi öğrencilerden "Affedelim!.." teklifi gelir.
Cezaların eğitsel değer taşımasına , elde edilen haz ve neşeyi yitirmemesine, nihayet öğrencinin bedensel, ruhsal ve ahlaksal gelişimlerine kötü bir etkide bulunmamasına çok dikkat edilmelidir. Ceza, adil olmalı. Kişiye, bedene, çevreye zararlı olmamalıdır.
Cezaların komik, neşe saçacak, eğlendirecek nitelikte olması gerekir. Zira, hiçbir kimse, bir yetersizliğinden, dikkatsizliğinden ötürü sınıf toplumu,hele öğretmeni önünde cezalanmak için oyun oynamaz. eğer oyuna başlamadan, sonunda şu ağır ceza verilecek diyelim, hiçbir öğrencide değil neşe, sevinç kalması, oyuna katılmak isteği bile kalmaz. Bazen öğrencilerde muziplik olsun, bana ceza verilsin, diye oyun kuralları dışına çıkma görülürse de bu, pek azdır.Bunlar cezadan ziyade, uyarılarla oyuna uydurulması, hatta gerekirse yoksun edilmesi gerekir.
Oyun sonlarında daima ceza değil, ödüllendirmek de istenir. Takım veya birey takdir edilecek bir başarı kazanmışsa, esirgenmemeli, zamanında bizzat öğretmen tarafından değerlendirilmeli, sınıfa duyurulmalı, değerlendirmeye iştirak ettirmeli. Bu, genellikle alkışla olur. Bazen de izci çalışmalarında uygulanan aşağıdaki sınıfça değerlendirme şekli kullanılabilir.
OYUN SONLARINDA VERİLECEK EĞİTSEL CEZALARDAN BİRKAÇ ÖRNEK:
1- İnsan veya hayvan taklitleri.
2- Şiir, masal, fıkra, şarkı söylemek.
3- Kısa mesafeli yürüyüş ve koşular.
4- Sınıfı, bahçeyi temizlemek, sulamak.
5- Bahçedeki çiçekleri, fidanları sulamak.
6- Sınıf kitaplığından okunan bir hikaye kitabını anlatmak, eğitsel sonuç çıkarmak.
7- El öptürmek.
8- İçecek su getirtmek.
9- Tek ayaktayken ayakkabı çıkarmak,giymek.
10- Ayna olmak: Cezalı, istenilen-komiklere gönderilir- üç arkadaşının önlerine
gider, onlar ne yaparlarsa, aynen tekrar eder.
11-Musluk olmak: Oyunu kazanan öğrenci veya öğretmen, cezalıyı yanına çağırır ve şöyle der:
"-Dün evimizde sular kesilmiş, haberim yoktu, musluğu açtım, ileri, geri çevirdim (böyle derken, cezalının burnunu tutar, sağa sola oynatır) su akmıyor. Öteki musluğa gittim (kulağını tutar) onu da çevirdim (sağa sola büker) su gene akmıyor. ("akmıyor değil mi?" diye sınıf öğrencilerine tutuğu kulağı gösterir.) Her halde ana musluk bozulmuştur, dedim ve ona gittim (başını tutar cezalının) onu da sağa, sola çevirdim, nafile, o da akmadı.... Der ve bırakır.
Oyun sonu, verilecek bu cezalar daha da çoğaltılabilir. Yukarıda da ifade edildiği gibi cezalar, öğrenci kişiliğini sınıf toplumu önünde yitirmemeli, verilen cezayı öğrenci gerçekten bilmiyor ve yapamayacaksa, mutlaka değiştirmeli, hatta yapabileceğini istemeli. Ceza kurallarından birisi de, cezada adil olmaktır. Farklı davranışlardan kaçınılmalıdır.
En önemli hususlardan birisi de; cezanın, oyunun neşeli, disiplinli ve güzel olması için kendileri tarafından ortaya konulduğunu öğrencilere açıklamalı, gereğine inandırmalıdır.
NEHİR:
Küçük izciler iç içe iki daire olacak şekilde dizilirler yüzleri içeriye dönüktür. İç dairedeki küçük izciler nehirdeki kayalardır.
Lider, > dediğinde dış dairedeki küçük izciler yürümeğe başlar > dediğinde dış dairedeki küçük izciler ters istikamete dönüp yürürler.
Diğer emirler şöyledir;
> -- Küçük izciler aynı istikamete koşarlar
> -- Küçük izciler kayaların arasından girip çıkarlar
> -- Küçük izciler kızılderililer gibi ses çıkarırlar
> -- Küçük izciler aynı yöne koşarlar ve daire-nin etrafında bir tur döndükten sonra eşlerinin önüne geçerek çömelir-ler – son kalan küçük izci ve eşi oyundan çıkar.
HOPLA – ÇÖK
Malzeme: Bir düdük, her küçük izciye 3' er fasulye
Küçük izciler daire şeklinde yürürler. Lider düdük çaldığı zaman yere oturur. En son oturan küçük izci bir fasulye kaybeder bu yürüyüş hoplayarak, sekerek vs. şeklinde olabilir.
Bu oyunun diğer bir şeklide şöyle olabilir.
Lider bir hikaye anlatır. Daha önceden kararlaştırılmış olan kelime geçtiğinde küçük izciler otururlar.
KALEYE HÜCUM
Malzeme: Futbol Topu
Küçük izciler, hücum ve müdafaa takımları olarak ikiye ayrılır-lar müdafaa takım yüzleri dışarı gelecek şekilde daire olurlar. Ve bir kaptan seçerler. Bu, kaptan dairenin içinde durur. Diğer takım bunla-
rın etrafına dizilirler topu içine atmaya çalışırlar.
Top dairenin içine girdiği zaman içerde bulunan küçük izci topu dışarı atar.
Ancak topun yere değmesi gerek. Yere değdiği taktirde kale zapt edilmiş olur ve takımlar yer değiştirirler.
BAYRAK OYUNU
Oyun Süresi bir-bir buçuk saatir.
Birbirinden 500 m. uzakta iki tepe üzerinde birer bayrak vardır. Her bayrağın yanında üç izci bulunur. Bu izciler kendilerinden 500 m. uzakta olan izci kampından tepelere çıkmışlardır. Şimdi bu iki izci grubu birbirleriyle anlaşacaklar ve birleşeceklerdir. Kamp yerindeki diğer izciler bunların birleşmesine engel olacaklardır. Ancak bayrak yanındaki izcileri yakalaya bilmeleri için onların bayrak yerinden 200 m. uzaklaşmış olmaları şarttır.
Dikkat edilecek noktalar: bayrak ile birbirleriyle anlaşarak buluşma noktalarını kararlaştırmalıdırlar. Bu yeri kamptaki izcilere anlatmamak için gayet gizli işaret vermelidirler. Tepeden ayrılırlarken mümkün olduğu kadar görünmemeli, gidecekleri yönü belli etmemeli-dirler.
KUŞATILMIŞ ŞEHİR
Oyun müddeti takriben bir saattir.
Oyun sahası çalılıktır.
Arazide belli bir nokta kırmızı kuvvetler tarafından kuşatılmış- tır. Kırmızı kuvvetler bu noktaya ancak 300 m. kadar yanaşabilmiştir.
Bunun dışında kalan mavi kuvvetler şehir ile anlaşmak maksadı ile 45 postacı çıkarmış ve bu şehre girme emrini vermiştir. Postacılar aldık-ları mektubu kırmızı kuvvetler arasından geçerek arazide gösterilen özel noktaya (ağaç, flama, çadır) götürecektir. Kırmızı kuvvetler şehir ile dışarıdaki kuvvetlerin antlaşmasına mani olacaktır. Yakalanan postacıdan mektup alınır ve esir olarak bağlanır. Postacılardan 1/3' ü başarılı olursa oyunu mavi kuvvetler kazanır.
KAMP SAVUNMASI
İzciler mavi, kırmızı olmak üzere ikiye ayrılır. Her grup iki üç kişilik küçük gruplara ayrılır. Sınırları belirtilmiş bir ormanın her hangi bir yerinde tahkim edilmiş bir kamp vardır. (Takriben 20 m. çapında bir sahaya ağaçlara kağıt yapıştırarak belli edilmiştir.)
Küçük gruplara bölünerek ormanda bulunan kırmızı tarafın izcileri bu kamp yerine 50 m.' den daha yakına yanaşamazlar. Mavi taraf izcileri oyun sahası sınırlarında yer alır ve kampa girmeğe çalışırlar.
Dikkat edilecek noktalar: kırmızı taraf grupları mavileri kampa girmeden yakalamaya çalışırlar. Mavi gruplardan biri hiçbir yerden kampa girmek imkanını bulamazlarsa dolaşırlar gösteri hücumu yaparlar.
İZCİ SÖZÜ YARIŞI:
Malzeme: Her oba için, yeterli ufak kağıt, kalem
Hazırlık: 1-7'ye kadar her oba için hazırlanmış ufak kağıt ve numaralanmış olarak (1-10 arasında)
Her obanın karşısında 1,7 kadar ufak kesilmiş ve üstünde 1-10 kadar numara yazılı kağıtlar rakamlar görünmeyecek şekilde bir yere konur. Oba tek sıralı derin kolda bulunur. Başlama işaretiyle ilk izci koşar, bir kağıt alır. Okur ve kağıdın üstündeki numaraya göre izci türesini kağıda yazar ve sırasına döner. Böylece obadaki izciler oyunu sürdürürler sonunda küçük kağıtlar tasnif edilir. Doğru ve sayısı fazla olan hangi oba ise o kazanır.
SARGI YARIŞI:
Obalar derin kolda dizilirler. Obabaşı obanın önünde obaya karşı durur. Başlama işaretiyle ilk izci kendi fuları ile obabaşının başına, eline ayağına, dirseğiyle vb. yerlerden birine sargı yapar. Hemen yerine koşar. İkinci izci aynı şeyi yapar böylece hangi oba evvel bitirirse o kazanır.
SANDALYEDEN SANDALYEYE:
Obalar derin kolda ve aynı hizada geriye doğru dizilirler. Her obanın önüne iki sandalye 1m. aralıkla yüzleri obaya dönük durumda konur ve ayakları tebeşirle döşemeye işaretlenir. Başlama işaretiyle ilk izciler koşarlar. Birinci sandalyenin etrafında döndükten sonra (8 çizecek şey) yerine gelir ikinci izci koşar. Birinci gelen oba kazanır.
KOVAYA FIRLATMA:
Malzeme: İki tenis topu, plastik kova, bir değnek, tebeşir.
Hazırlık: Salonda (arazide) 150 cm. eninde iki çizgi çizilir. "ge-çilmez nehir".
Bir başka obanın obabaşı, nehrin karşı tarafında yere konmuş bir kova ve elinde bir değnekle durur. İlk izci topu kovaya sokmak için atış yapar. Obabaşı da elindeki değnekle topa mani olmaya çalışır. Bütün oba atış yapar. Obabaşı olduğu yerden adım atamaz ancak bulunduğu yerden müdahale yapabilir. İzciler de nehire giremezler başarılı atış puan getirir. En çok puan alan oba kazanır.
DENGE YARIŞI:
Malzeme: Metal bir tabak içi su dolu.
Oba belli bir mesafede sıralanır. Başlama ve bitiş yerleri çizgi ile belli edilir. Yarışa başlayacak ilk izcinin önünde metal bir tabak içi su dolu vaziyette yerde durur. Başlama işaretiyle izci tabağın içindeki suyu dökmeden yarışı bitirirse o kazanır.
TENEKE POLO
Malzeme: Her oba için bir değnek, bir tane silindir teneke kutu.
Obalar bir çizgiyi gerisinde obabaşı başta olmak üzere derin kolda sıralanır. Teneke kutu sahanın ortasında sonunda ve orta yerde durur. Oba başının sırtına ikinci izci biner ve eline değneği alır. Başlama işaretiyle kutuya kadar gidilir. Değnekle teneke kutu sürülerek başlama çizgisinden döndürülür ve yerine kadar sürülür. Daha sonra kutu eski şekline getirilir.
ÇÖMEL – KURTUL
Ebe ayakta kimi görürse onu vurmağa çalışır bunun için ebe ya- nınıza gelirken hemen yere çömelir ebelemekten kurtulursunuz.
İŞTE CİCOZ
Oyunda öbek bir ipten tutarak (ipe yüzük takılır) yüzüğü dolaştırırlar. Ebe kimin elinde yüzüğü bulursa o ebe olur. Oyun böyle devam eder.
ALİKİ DOMİ
(1) Aliki domi – domiki ali (Şekme)
(2) Şık, şık, şemigo, şık, şıkda şemigo (Sağa – sola bel kıvırmak)
(3) Şık, şık, şemigo, şık, şıkda şemigo (Bel daire çizecek)
Ebe sekerek gider. Kimin önünde durursa oda ebenin yaptığı hareketleri yapar ebenin arkasına takılır. Oyun böyle devam eder.
KELİME BULMA OYUNU
Örnek: Plaj – aj ile biten kelimeler
Nikelaj – kamuflaj – makyaj
BURASI – ŞURASI – ORASI
Burası deyince ebenin etrafında toplanılır. Şurası denilince başka yere toplanılır. Orası denilince başka bir yere toplanılır.
YAKUP NERDESİN
Öbek halka olur. İki ayrı öbekten iki ayrı ebe çıkar. Birinin gözü bağlanır. Gözü bağlanan diğerine Yakup nerdesin ? diyerek yakalama- ya çalışır. 2. ebe el çırparak yerini belirtir.
ALİ DİYOR Kİ
Ali ne diyorsa küme fertleri aynı hareketi yapar.
KARIŞIK KELİMELER
Durankucı – Kunduracı Cihanyeme – Meyhaneci
Bilalhumeci – Muhallebici Hacımam – Hamamcı
Şemibekci – İşkembeci Terimiçik – Kiremitçi
Alispeç – Salepçi Kılatacno – Lokantacı
Samikint – Makinist Tacikıras – Sigortacı
SIÇRAYAN HALKA
İzciler halka olurlar. Halkanın ortasına bir izci çıkar. Bunun elinde bir ucuna ağırlık bağlanmış bir ip bulunur. (Ağırlık: ayak- kabı, kum torbası vs olabilir.)
İzci ipi çevirmeye başlar ve yavaş, yavaş uzatarak ayaklarına çarptırmaya çalışır. Halkadaki izciler ise ip üzerinden atlayarak kurtulmaya çalışırlar. İpe değen oyuncu oyundan çıkarılır.
HOROZ DÖĞÜŞÜ
Öğrenciler iki gruba ayrılır, gruplar karşılıklı iki sıra haline getirilir. Ayak burunlarında çömelme vaziyeti alırlar. Karşılarında-kinin elleri içine, kendi elleriyle vurarak onun dengesini bozmaya yere oturtmaya, ya da elini yere vurmaya zorlar. Dövüşürken karşı oyuncunun dengesini bozmak için ayağa kalkmadan sağa, sola sıçranabilir.
Yere oturup düşen, ellerini yere değdiren, dayanan oyunu kaybetmiş sayılır. Yananlar bir kenara çekilir, sonunda hangi gruptan çok yanmış varsa o takım oyunu kaybetmiş sayılır.
Dilekler:
Kalabalık sınıflarda disiplinli olması için her gruptan teker, teker alınıp oynatılır, diğer öğrenciler takım tutar, teşyi ederler. Baştan söylenen 3-5 maçtan sonra galip takım ilan edilir. Böyle olunca, takımlara oyuncularını seçip çıkarma fırsatı da verilmiş olur.
İKİ ELLE TAŞIMA:
Obalar bir çizgi üzerinde yer alırlar. Başlama işareti ile obabaşı ve yardımcısı obadaki ve her izciyi iki elle odanın sonuna kadar taşırlar. Taşıma işi bitince odadaki izciler obabaşı ve yardımcısını ellerine bindi-rerek başlama çizgisine kadar taşırlar. Taşıma işlemini en kısa zamanda tamamlayan oba kazanır.
SOYUNMA YARIŞI:
Obalar bir çizgi gerisinde sırada dururlar. Başlama işaretiyle ilk defa obabaşları ayakkabılarını çıkararak obanın ortasına bırakır. Bunu takiben bütün oba fertleride aynı şekilde ayakkabılarını çıkarırlar. Çıkarma işlemi bittiğinde yeniden giyinerek eski durumuna gelirler. Hangi oba bu işlemleri çabuk bitirirse o birinci olur. Oyunun daha uzun olmasını istiyorsak (fular, kemer, şapka vs.) de çıkarılır.
HIZLA ÇÖK:
Her obabaşı dairedeki obasına koşar ve ikinci izciye dokunur. İzci hemen tek dizi üzerine çöker. Aynı şekilde 3.4.5. ve hepsine değerek bütün obanın sıra ile çökmesini sağlar. Bu süratle hangi oba çabuk çökerse o bi-rinci olur.
GERİYE PAS VER:
Malzeme: Her oba için bir tebeşir ve top.
Her oba önüne 10 m mesafede bir çizgi çizer. Obadaki ilk oyuncu çizgiye topla birlikte ve takımının önündeki iki numaraya atar. İki numara çizgiye gelir üç numaraya atar. Oyun böylece devam eder. Eğer top düşer- se o izcinin tekrarlanması ve takımının başındaki yerine gitmesi ve devam etmesi lazımdır.
FİNCAN OYUNU
Oyuncu sayısı: 8 ve daha fazla olmalı.
Araç: 10 fincan, bir tepsi ve bir yüzük
Açıklama:
1. Oyuncular iki takıma ayrılırlar ve birerde kaptan seçerler.
2. Yazı – tura atarak yüzüğü saklama hakkını tespit ederler.
3. Saklama hakkını kazanan takımın tümü veya bir iki üyesi diğer takımın göremeyeceği bir yerde (odanın dışında, köşesinde vb.) fincanları tepesinin üzerine ters kapatarak yüzüğü saklar ve dönüp getirir, öbür takımın önüne koyar.
4. Ebe durumunda olan takımdan birisi, ilk açtığı yada en sona bıraktıkları fincandan yüzüğü bulurlarsa, saklama hakkını kazanır.
5. Ebe takım ilk açtığı fincanda yüzüğü bulamayıp da diğerlerinde bulursa, buldukları fincan dahil olmak üzere kapalı kalan fincanların sayısı kadar ceza alır. (Örneğin: Üçüncü fincanın altında yüzük çıkmışsa fincanları açan takım aleyhine (8) sayı ceza alır).
6. Oyun bu şekilde devam eder.
7. Baştan kararlaştırılan (101ya da 151) sayıyı ceza olarak hangi takım alırsa o,
oyunu kaybeder. Tespit edilen cezayı takımca çekerler. (Helva, çerez, gazoz, pepsi, lokum, pasta aldırma, sinemaya götürme vb. ortaya konabilir).
Dilekler:
1. Araç olarak fincan yerine ceviz kabuğu, havlu, peçete de
kullanılabilir. Havlu ya da peçete kullanıldığında saklama işi
herkesin gözü önünde, yerde yapılır.
2. Oyunun heyecanlı olması için kolektif takım oyunu gibi birlikte, konuşa, konuşa olasılıkları düşüne, düşüne yapılması, her oyuncuya açma hakkı verilmesi, fikrinin alınması artırır.
KARGALAR – KARTALLAR
İzciler iki sıra olur, yüz yüze iki metre ara ile dizilirler. Ebe karga dediğinde, kargalar kendi tarafındaki 8 metre mesafeye kadar kaçarlar. Kartallar bu mesafede kime dokunursa o oyun dışı kalır. Kartal dendiğinde kartallar kaçar, kargalar yakalamaya çalışırlar. Eşit şekilde oyun tekrar edilir. Sonunda kimin tarafında daha çok izci kalmışsa oyunu o kazanır.
NUHUN GEMİSİ
İzciler eşit sayıda gruplara ayrılırlar, her gruba bir hayvan ismi verilir. Oyuncuların gözleri bağlanır ve uygun şekilde etrafa dağıtılır. Düdük çalınca izciler daha önce aldığı hayvan sesini çıkararak birbirini bulmaya çalışırlar. Saplanan sayıya göre ilk defa birbirini bulan grup oyunu kazanır. (Hareketler kontrol edilerek çarpışmalar önlenmelidir.)
MEYVE SEPETİ
Oyuncular kapalı yerde ise birer sandalye, açık havada ise kendilerine belirli bir yer seçer ve daire çizer. Bir oyuncu açıktadır. Herkes bir meyve ismi alır. Açıkta kalan oyuncu meyve isimlerinden ikisini
söyler. İsmi söylenen izciler birbirinin yerlerine geçerler, bunlar
geçmeye çalışırken ebe bunlarının birinin yerine geçmeye çalışır.
Açıkta kalan yine ebe olur. Ebe meyve sepeti dediği zaman herkes
yer değiştirecektir. Oyun böylece devam eder. Oyuna zaman
konulmalıdır.
KOZALAK TOPLAMA
Her grup üçer kozalak alır. İkişer adım arayla birer daire çizilir. Kozalaklar daire içine konulur. Düdük ile izci önce birinci dairedeki kozalağı alır başlangıç noktasına getirir bırakır. Sonra ikinci dairedeki kozalağı alır getirir. Sonra üçüncü dairedeki kozalağı getirir koyar. Hiç beklemeden ikinci izci bu defa kozalakları teker, teker dairelere yerleştirir. Oyun böylece devam eder. Hangi gruptaki son izci bu işi önce bitirirse o oba kazanmış olur.
DOKUN SÖYLE
Çocukların her zaman kullandığı eşyalardan birkaçı masanın üzerine konur. İstekli olanlardan bir oyuncu çağrılır. Ona:
-Senin gözlerini bağlayacağım, masanın üzerinde duran bu eşyalara elinle dokunarak adlarını yüksek sesle söyleyeceksin, denir.
Oyuncu kaç eşyanın adını söylemişse o kadar puan alır.
Not: Masaya eşya yerine meyve, sebzelerde konabilir.
KİM YOK
Öğretmen çocukların haberi olmadan oyunculardan birinin dışarı çıkarır ve –İçinizden birinin dışarı çıkardım, acaba bu arkadaşınızın kim olduğunu bulabilir misiniz der. Çocuklar bütün dikkatleri ile kimin eksik olduğunu araştırmaya başlarlar. Saklanan oyuncuyu bulan adını söyleyen çocuk başarılı sayılır.
BOM
Oyuncular elle tutar bir halka olur. Öğretmen, oyunu şöyle açıklar:
-Ben bir arkadaşınıza "Başla" dediğim zaman 0,1 diyecek, yanındaki 2 diyecek, böylece sayıları saymaya başlayacaksınız. Ancak sayım sırasın- da beş ve beşin katlarını (5, 10, 15, 20 vb.) söylemeden bom denilecektir. Şaşıran olursa halkadan çıkar ve sayı saymaya devam edilir.
MISIR PATLATALIM
Oyuncular yarım halka olur, yere çömelirler. Öğretmen çocukların karşısında yerini alır ve oyuna şöyle başlar.
- Çocuklar, kış gecelerinde evlerde mısır patlatırlar. Şimdi bizde hep beraber mısır patlatalım. Hepinizin eline birer tava veriyorum, içine mısırları koydunuz, ateşin üzerinde mısırları patlatıp sonrada yiyeceksiniz. Elinizdeki tavayı sallarken ben "PAT" dediğim zaman, siz de hep birlikte yerinizden sıçrayıp, tekrar eskisi gibi çömeleceksiniz.
Öğretmen çocukları şaşırtmak için "PAT" demeden yerinden sıçrarsa oyuncular bu hareketi yapmamalıdır.
SEBZELER – MEYVELER OYUNU
Oyuna katılanlara birer meyve ve sebze adı verilir. Öğretmen oyunu şöyle açıklar:
- Çocuklar ben size bir Pazar öyküsü anlatacağım. Bu sırada kimin takma adı geçerse o hemen ayağa kalkıp: "O meyve – ya da sebze burada" diyecek. Ama bana "Pazar yerine" dersem, bütün oyuncular yerinden kalkıp birer köşe bulacaklar. Geç kalan oyunda başarısız sayılacaklar.
Oyunda yanılan olursa, istediği bir arkadaşının yanına gider, onun takma adı ile oyuna girer.
Adres:
Zafer Mahallesi 76. Sokak No 24A Nazilli/ AYDIN
Telefon
02563131600